Tasarımın her alanına ilgi duyan Feyza Yeniay, bu geniş yelpazede çalışabilmek adına mimarlık eğitimi almayı tercih etti. Mesleğinin düşünceden hayata geçiren tüm aşamalarında istekle ve keyifle çalıştı. Sürdürülebilirlik konusunu hem mesleği hem de hayatı, yaşam alışkanlıkları açısından değerlendirdiği yıllarda; genetik miras, doğa, sanat gibi değerlerin daha ulaşılabilir olması gerekliliği konusunda çalışmaya karar verdi. İnşaat sektöründe bu kavram yeşil bina olarak değerlendiriliyor ancak teknolojinin gelişimi ile birlikte genetik miras, doğa ve sanat kavramlarının sunileşmesi, yapının derinliğini azaltarak yıllarca kullanacağımız bu mekanlar değerini yitiriyordu. Bu noktada talepleri de derinleştirmek ve bilinçlendirmek için bu değerlerin ulaşılabilir olması önemliydi.
Feyza, 2014 yılında bu konuları global ölçekte de araştırmak için dil eğitimi bahanesi ile Londra’ya gitti ve yeşil bina ya da ekoloji merkezi olarak adlandırılan farklı yapıları kıyasladı. Temelde aynı şeyleri savunan bu yapılardaki belirgin fark, derinlik ve zamanı kullanış biçimi idi. Yeşil bina makine gibi, ekoloji merkezi ise yaşam tarzına dokunuş gibiydi. Doğaya yakın, üretme odaklı ve genetik mirası kollayan.Yapıyı daha uzun süre deneyimlemek için doğum gününde kendisine hediye olarak doğaya yakın bir fotoğraf sergisi açmayı planladı. Bir hafta sürecek bu sergi, teknik doğrulardan çok, uyum ve ulaşılabilirlik hedefliyordu. Sergi, bu konuları danışmak için tanıştırıldığı 66 yaşındaki ressam Annalouise’ın desteği ile organize edildi ve o heyecanı ölümsüzleştirmek için Annalou’nun da dev resimleri sergide yer aldı. Fotoğraflar mekanın düzeni bozulmayacak şekilde ana salonun dar kenarına paralel koridorlar oluşturacak şekilde çamaşır ipi temsili hasır ipler ve ahşap mandallar ile asıldı ve genetik miras, doğa ve sanat konulu fotoğraflar olarak gruplanarak sergilendi. Hepsini barındıran alan fotoğrafları ise mutlu sondu, herdemyeşil olmayı temsil ediyordu. Serginin adı ‘Herdemyeşil’in Tohumu / Seeds of Evergreen’ oldu. Bu başlangıç Feyza’nın meslek hayatının yönünü değiştirdi ve talep yaratmak için sergilemek niyeti ile zanaatkar ve sanatçılarla bir araya gelip, destek olmak istediği işlerin fiziki ya da online sergilerini planladı. Aynı zamanda ulaşılabilir olması adına fiyatlandırılan işleri e-ticaret ortamına taşıdı ve artık bir diğer işi ürettikleri ya da tanık olduğu nitelikli üretimleri teşhir etmek oldu. Herdemyeşil (her daim yeşil) temsili, başlamak kavramını, alışkanlıkları, mekanı çok önemsiyor. Çünkü bir şeyin genetik miras, doğa ve sanatı barındırması, o şeyin ömrünü belirliyor. Aslında başlayan/başlatan kişi o şeyin ömrünü de tayin ediyor, yani herdemyeşil olabilişini… Böylece geri dönüşümü planlanabiliyor belki de… Ve günümüzdeki sadeleşmek kavramına da bu pencerelerden bakmak gerekiyor. Çünkü sadeleşmek bazen derin ve zengin dilimiz Türkçe’mizi 150 kelime, hatta belki de 50 kelime ile kullanmamıza benziyor. Doğa ve doğal klasikler yani genetik miras, sanat ve deneyimler sadeleşirken korunacak demirbaşlardan. Bu sebeple Feyza, sürdürülebilirliğini ve ulaşılabilirliğini sağladığı koleksiyonların yanı sıra, mimari danışmanlıklar yapıyor, çeşitli atölyeler ve sanatçılarla çalışıyor, kişiler, aileler, kurumlar, oluşumlar özelinde bu niteliklerde mekanlar tasarlamaya devam ediyor.
Bu tecrübelerin devamında Archimim işbirliği ile kullanıcı taleplerini geliştirmek adına, yeşil bina deneyimlerini, yatırımcı, tasarımcı ve danışman çekirdek üçgeninde amaçları ve gerçekleşen sonuçları deşifre ederek, bildiğimiz ya da bilmediğimiz yöntemleri sizlere sunuyor olacağız.Yaşam alanlarınıza ve yatırımlarınıza katkı sağlaması ilk hedefimiz olan bu seride; tasarım pratikleri, malzemelerin hayatımıza kattığı konfor ve yapılarımızın organlarını temsil eden mühendislik altyapıları başrolde olacak.
Comments are closed.